COĞRAFİ
KONUM
Herakleia, Latmos (beşparmak) dağlarının denize dik
inen güneybatı eteklerinde eski Latmos körfezinin en ucunda yer almaktadır.
Milas - Söke karayolunun 25.km.sinde yer alan Çamiçi köyünden sağa dönen yoldan
yaklaşık 10 km sonra Kapıkırı köyüne gelinir.Kapıkırı köyü eski kentin
üzerindedir.

TARİHÇE
Herakleia'nın yerleşim tarihinin M.Ö. 8.yy'a kadar gittiği, burada elde
edilen bulgulara dayanılarak saptanmış durumdadır. Yunan mitolojisinin ünlü
kahramanlarından biri olan Herakles'in adı Anadolu'da birkaç kente verilmiştir.
Bunlardan biri de Bafa Gölü kıyısındaki Herakleia'dır. Doğal güzelliği ile
tanınan bu antik kente aynı zamanda Latmos veya Latmia ismi de yakıştırılmıştır.
Nitekim Strabon, çevresindeki dağlardan dolayı kentin Latmos ismini aldığını da
özellikle belirtmiştir. Latmos, Hellen dilinde değiştirilmiş bir sözcüktür.
Antik çağlarda bu bölge Ana Tanrıça Lada’dan ötürü bu isimle tanınıyordu.
Hellenler Lada ismini Latmos olarak değiştirerek kente de bu ismi vermişlerdir.
Bugün, Beş Parmak dağları olarak adlandırılan kentin kuzeyindeki Latmos
Dağları, o dönemde kente ve kıyısında bulunduğu körfeze de adını vermiştir.
M.Ö. 5.yy'da önemli bir İonya kenti olan Latmos'un, eski Yunanlılar arasında
bir savunma paktı olan Delos Birliği'ne Latmos Kenti adı ile katıldığını ve her
yıl bir talent vergi ödediğini gene Strabon'dan öğrenmekteyiz.
M.Ö.
4.yy'da kent, Pers imparatorluğu'nun Halikarnassos ( Bodrum
) valisi Mausolos'un eline geçmiştir.
Mausolos’un ölümünden sonra M.Ö.3.yy başlarında on yıl kadar Ptolemaios sülâlesinden
Pleistarkhos’un yönetiminde kalan kent bu devrede “Pleistarkheia” diye, daha
sonra da Lysimakhos tarafından” Latmos kıyısındaki Aleksandreia” diye
isimlendirilmişse de bunlar kalıcı olmamıştır. M.Ö.3.yy’da deniz ticareti
sayesinde gelişen kent, eski Latmos'un hemen yanında ve biraz batısında olarak
yeniden inşa edilmiş; kent surlarla ve burçlarla kuvvetlendirilmiştir. Yeni
kurulan kente, Helenistik dönemin de etkisiyle Herakleia adı verilmiştir. Bu
dönemden itibaren kent, "Latmos Eteğindeki Herakleia" olarak anılmaya
başlanmıştır.
M.Ö.
2.yy'da komşu kent Miletos ile dostluk kuran Herakleia,
bazı savaşlara birlikte katılmış ve Miletos ile karşılıklı olarak vergileri
kaldırarak birbirlerine vatandaşlık hakkı tanımışlardır. Bu yüzyıldan kalma
bazı şehir sikkelerinde, kente adını veren Herakles ve onun koruyucu tanrısı
olan Atena'nın tasvirlerine rastlanmaktadır.
İskender'in Asya seferi sırasında M.Ö. 323 de 33
yaşında tropik bir sıtmaya yakalanıp ölmesinden sonra Herakleia, Miletos'la
birlikte bir süre yerel valilerin yönetiminde kalmıştır. Seleukos'ların kısa
bir süre kente hakim olmalarının ardından, Attalos sülalesinin hakim olduğu
Bergama krallığı kenti ele geçirmiştir. M.Ö. 133'de Bergama Krallığı'nın Roma
İmparatorluğu'na bağlanması ile birlikte Herakleia'da Roma egemenliğine
girmiştir.
M.Ö.
1.yy'ın sonlarına doğru Büyük Menderes Nehrinin taşıdığı
alüvyonlarla Latmos Körfezi'nin ağzının tıkanmaya başlaması ile Herakleia'nın
denizle olan ilişkisi yavaş yavaş kesilmiştir. M.Ö. 1.yy'ın son çeyreğinde,
Herakleia'nın denizde hala bir demirleme yerinin olduğunu Strabon
belirtmektedir.
![]() |
Bafa Gölü’nden Görünüm
|
Miladi yıllarda Herakleia'nın denizle olan
bağlantısı tamamen sona ermiştir. Kent bu tarihten itibaren gittikçe
fakirleşmiş ve önemini yitirmiştir. Bu doğal olayın diğer bir olumsuz etkisi de
Büyük Menderes Nehri'nin ağzında oluşan bataklığın, hastalığı, ölümü ve göçleri
de beraberinde getirmiş olmasıdır. Bu arada Miletos'luların deniz ticaretine
tamamen hakim olmaları, Herakleia'nın iyice terk edilmesine yol açtı. Bu
dönemden sonra kentin tarihinde büyük bir boşluk mevcuttur.
EFSANELER
![]() |
Latmos Dağları'ndan Bafa Gölünün Bir Görünümü |
Antik
Bir Efsaneye Göre Selene Ay’ın simgesidir. Hyperion’la
Theia’nın kızı, Güneş Tanrı Helios’la Şafak Tanrıça Eos’un kardeşidir. İki atın
çektiği gümüş tekerlekli bir araba üstünde gökleri dolaşan güzel bir kadın
olarak canlandırılır. Birçok sevgilileri olduğu anlatılır. Zeus’la birleşmiş ve
ondan Pandia adlı bir kız doğurmuş, Arkadya’da Tanrı Pan’la sevişmiş, Pan da ona
bir beyaz öküz sürüsü armağan etmiş. Ama en ünlü aşkı Beşparmak Dağları’nın
yakışıklı çobanı Endymion’dur.
Yunan mitolojisine göre Latmos’ta yaşayan Endymion,
avcılık ve çobanlık yapardı. Bir mağarada uyurken gördüğü gence aşık olan Ay
tanrıçası Selene, geceleri onu görmek için gökten yere inerdi. Selene Zeus’tan,
sevgilisi için sonsuz gençlik ve hiç bitmeyecek bir uyku diledi. Antik
kaynaklara göre genç çobanla Ay tanrıçası arasındaki bu romantik aşk Latmos’ta
geçmekte ve başka hiçbir yerde görülmemektedir. Bu hikaye, günümüz insanını
bile derinden etkileyen bir doğa olayının, ayın, tüm Anadolu’da olduğu gibi
Karia’da da eril olarak kabul edilmiştir. Bu mitolojik efsaneyi günümüzde
yaşamak isteyenler, ayın Beşparmak Dağları’nın arkasından çıkışını ve gölün
üzerine yansıyan ışıklarını izlemek için, ayın dolunay olduğu günlerde Bafa
Gölü’ne gelirler.
GENEL
GÖRÜNÜM
Kapıkırı köyü tıpkı kazı çalışmaları yapılmadan önce
Aydın-Karacasu’daki Aphrodisias kentinin üzerine konumlanan Geyre köyü gibi
antik Herakleia kentinin üzerinde kurulmuştur. Buradaki fark Aphrodisias kenti
Prof Dr Kenan Tevfik Erim önderliğinde üzerindeki Geyre köyünden arındırılarak
kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılırken, en az onun kadar değerli Herakleia
kentinde 2016 itibariyle halen en ufak bir kazı çalışmasının yapılmamış
olmasıdır. Kent adeta define avcılarına terk edilmiş durumdadır, kent sözde SİT
alanı ilan edilse de antik kenti koruyan en ufak bir güvenlik tedbiri
bulunmamaktadır.
![]() |
Kapıkırı Köyü’nden Bir Çiçek Gölü Manzarası |
Köyün genel yapısına biraz değinecek olursak köylü
ve pansiyon sahipleri devamlı gelen turisti bir tabiri caizse kazıklama
derdindelerJ
Aman dikkat edin! Köylü sanki çok ihtiyacı varmış gibi devamlı size birşeyler
satmaya çalışıyor. Burada sokaktan alınabilecek en uygun şey tabi uygun fiyata
bulursanız yöredeki tatlı teyzelerin işleyip sattığı oyalı yemeniler ve tespih
çiçeğinden yaptığı kolyeler olabilir.
AKTİVİTELER
Herakleia kentinde rehber eşliğinde Latmos
(Beşparmak) dağları zirvesine çıkabilir; antik şehir turu veya manastır gezisi
yapabilirsiniz. Özellikle Yediler Manastırı’nı mutlaka görmenizi tavsiye
ederiz. Bunların dışında, Bafa Gölü’nde uygun fiyatlara tekne gezisi de
yapılabilir.
![]() |
Latmos (Beşparmak)
Dağları’nın ZirvesindeyizJ
|
![]() |
Zirveden Bir Bafa Gölü
Görünümü
|
![]() |
Zirveye Yakın Bir Bafa
Gölü Görünümü
|
![]() |
Sonbahar’da Eğrelti
Otlarının Ahengi
|
![]() |
Latmos Dağları Zirveye Yakın Bir Görünüm
|
![]() |
Latmos Dağları Kayalarda Mantar, Kaplumbağa, Kurbağa Figürleri |
KONAKLAMA
![]() |
Gece konaklamak isteyen gezginler, Bafa gölü
kenarında köy içerisindeki pansiyonlarda konaklayabilir. 2016 yılı itibariyle
pansiyon fiyatları ortalama kişi başı oda+kahvaltı 70 TL’dir; fakat bana
sorarsanız pansiyonlar aldıkları bu ücretleri gerek oda dekorasyonundaki kalite
ve sunulan hizmet açısından hak etmemektedirler. Biz Pelikan pansiyon’da 1 gece
konakladık. Mesela, 1 gecelik konaklamamızda kaldığımız pansiyonda sıcak su
akşam yetersiz geldi ve kesildi. Pansiyonun sahipleri müşterilere karşı biraz
kaba ve turizm anlayışıyla yakından uzaktan alakaları yok diyebilirim. Sanki
turiste doymuş gibi davranıyorlar fakat baktığınızda az sayıda gelen yerli
turistten başka yörede doğru düzgün turist bulunmuyor. Daha bu anlayış ve
cahillikle bu bölgenin turizmden fazla beklentisi olmayacak gibi görünüyor.
Benim tavsiyem tabii bahar ve yaz aylarında daha
ekonomik olarak göl kenarındaki camping alanında günlük kişi başı 15 TL’ye
konaklayabilirsiniz.
NE
YENİR?
Pansiyonlarda yöreye özgü olarak genel olarak göl
levreği, göl kefali ve yılan balığı bulunuyor. Levrek ve kefali ızgarada
tavsiye ederken, yılan balığının şiş ızgarada sunumu lezzetli olabiliyor.
Bunların dışında tabii ki pansiyonlarda köfte ve
tavuk ızgara çeşitlerini de bulabiliyorsunuz.
ANTİK
KALINTILAR
ATHENA TAPINAĞI
![]() |
Athena Tapınağı |
Herakleia'nın en dikkat çeken yapısı olan Athena
Tapınağı, Helenistik dönemde M.Ö. 3.yy'da Dor düzenine uygun olarak inşa
edilmiştir. Tapınağın çevresinde bulunan ve bugün de aynı yerde bulunan bir
yazıta dayanılarak yapının kentin baş tanrıçası olan Athena adına yapıldığı
anlaşılmıştır. Sadece ön cephesinde iki sütun bulunan Temlum in Antis cepheli
tapınakta cella ve pronoas hemen hemen aynı büyüklüktedir. Eski limanın biraz
gerisinde şehre tam hakim kayalık bir tepe üzerine inşa edilmiş bulunan
tapınak, Kapıkırı İlkokulu'nun biraz üzerinde yer alıyor.
BOULEUTERION (MECLİS BİNASI)
![]() |
Bouleuterion |
Agoranın hemen
kuzeydoğusunda yer alan Bouleuterion (Meclis Binası), Miletos'daki örneğine
uygun olarak inşa edilmiştir. Oturma sıraları taştan ve U biçimli olan yapı,
M.Ö 2.yy'da yapılmıştır. Kazılarda bulunan parçalardan anlaşıldığına göre,
yapının duvarlarının üst yarısı Dor düzenindeki yarım sütunlarla bezenmişti.
Kazılarda ayrıca Architrav parçaları, triglipt frizi, bir diş sırası ve
alınlığa ait parçalar bulunmuştur.
ROMA HAMAMI
Bouleuterion’un hemen arka çaprazında antik bir Roma
hamamı kalıntısı yer almaktadır.
![]() |
Roma Hamamı |
AGORA (KENT MEYDANI)
![]() |
Maalesef Ahırlar Arasında Agora (Kent Meydanı) |
Athena Tapınağının batısında biraz aşağıda, bugünkü
Kapıkırı İlkokulu'nun bahçesinin bulunduğu alan Herakleia'nın agorası idi.
Agoranın güney tarafı düzgün örülmüş ve güzel bir işçilik sergileyen duvar ile
teras haline getirilmiştir.
Helenistik dönemde yapılmış olan agora, dikdörtgen
şekilde bir alanı çevreleyen portikolardan oluşmuştur.
TİYATRO
![]() |
Tiyatronun Koltuklarında Keyif YaparkenJ |
Kentin kuzeydoğusunda hamamdan yukarı doğru devam
edildiğinde Roma döneminde yapılan tiyatro kalıntılarına ulaşılabilir. Bugün
üst basamakları ve sahne binasının üst kısımları toprak üzerinde
seçilebilmektedir.
Tiyatronun hemen kuzeyinde yer alan Nymphaion'dan (
Anıtsal Çeşme ) geriye çok az bir şey kalmıştır.
NEKROPOL
Bizans kalesi ile göl arasında kalan bölgedeki
mezarlar gerçekten görülmeye değerdir. Ağırlıklı olarak kayaya oyulma sanduka
şeklindeki mezar nişlerine rastlanıyor. Mezarlar daha çok birbirine bitişik ve
yan yana olarak kayalara oyulmuş. Her birinin üzerinde ayrı bir kapak mevcuttur.
Kimi mezarlar ise kıyıya
çok yakın ve göl üzerindeki kayalara oyulmuş durumda bulunuyorlar. Herakleia
Antik Kenti'nin çeşitli yerlerine dağılmış durumdaki mezarların sayısının 2500
kadar olduğu saptanmıştır.

KALE
Kale, bölgeye hakim yapısı ve özellikle önündeki
Nekropol alanıyla dikkatleri üzerine çekmektedir. Kale kentin lojistik ve
askeri merkezini oluşturuyordu.
![]() |
Surlardan Kale’nin Görünümü |
Antik kale duvarlarının daha sonra Roma ve Bizans
dönemlerinde kuvvetlendirildiği ve kalenin alanının genişletildiği kalenin
mimarisinden rahatça anlaşılmaktadır. Roma ve Bizans dönemlerinde fotoğraflarda
görüleceği üzere kırmızı kiremit destekler kale duvarlarının ve surların
arasına monte edilmiştir.
![]() |
Kalenin İçinden Bir Görünüm |
KENT SURLARI & BURÇLARI
Herakleia'nın görülmeye değer yapılarından biri de
kenti çevreleyen surlardır. Çevre uzunluğu 6.5 km olan surlar, 65 gözetleme
kulesi ile takviye edilmişlerdir. Düzgün kesme taş bloklardan usta bir
işçilikle örülmüş olan sur duvarları iyi korunmuş durumdadır. M.Ö. 287 yılında
Lysimakhos tarafından yaptırıldığı sanılan surların yüksekliği 5.5 mt kadardır.
![]() |
Gözetleme Kulesi |
![]() |
Surlar |
![]() |
Surlar |
![]() |
Gözetleme Kulelerini Birleştiren Surlar |
![]() |
Kent Surlarından Bafa Gölü Manzarası
|
PREHİSTORİK KAYA RESİMLERİ


Ayrıca, bu kaya resimlerinin Anadolu'nun batı kıyısındaki “Prehistorik Kaya Çizimciliği”nin ilk örnekleridir. Şimdiye kadar, yüz kadar kaya resmi bulunmuş olup resimlerin asıl buluntu yerleri ana dağ sırtının çevresi olmakla birlikte, yayılım bölgesi Çine çayı Vadisi'ni de kapsamaktadır.

Konu ve betimleme biçimi açısından homojen bir grup oluşturmakta, birkaç ayrıntı dışında ne Ön Asya ne de Akdeniz Havzası'nda benzerlerine rastlanılmamaktadır. Bulunan kaya resimleri kendi türünde eşsiz olma özelliğine sahiptir.
MANASTIRLAR
Hristiyanlığın yeni yeni yayılmaya başladığı
zamanlarda Roma askerlerinden kaçan keşiş ve din adamları Latmos (Beşparmak)
dağlarına sığınmışlar; burada hem ibadetlerine devam etmişler hem de
saklanmışlardır. Biz programımızdaki sıkışıklıktan dolayı Latmos dağlarının
eteklerinde gizli bulunan manastırlara gidemesek de özellikle bölgedeki Yediler Manastırı’nı duvar freskleri
açısından mutlaka görmenizi tavsiye ediyoruz.

Sur duvarları ve iç
yapılarının bir kısmı ayakta olan manastırın yakınlarında bir düzlükte küçük
bir kilise (şapel) kalıntısı daha vardır. Yuvarlak ve doğal bir kayanın içi
oyularak kovuk haline getirilmiş ve içi frekslerle süslenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder