Kütahya her ne kadar günümüzde çok gelişmiş ve önemli bir şehir olmasa da, Germiyanoğulları beyliğinin yıllarca başkentliğini yapmış, tarihi öneme sahip bir şehirdir. Germiyanoğulları beyliği Osmanlı Devleti'ne direnen başlıca beyliklerden biridir ve Osmanlı himayesine giren son beyliklerdendir.
A. KÜLTÜR NOKTALARI
Kütahya Ulu Camii
Kütahya’da bulunan tek padişah cami’idir. Vakfa Sultan Bayezid Yıldırım Han Cami’i Şerifi olarak kayıtlıdır. 48x26 m. ebadında Kütahya’nın en büyük camisidir. Şehzade Yıldırm Bayezid Germiyan beyi Süleyman Şah’ın kızı Devlet Şah Hatunile evlendiğinde Kütahya Valisi iken (1381–1389) bu camiyi yaptırmaya başlamıştır. Ancak seferden sefere koşması ve Ankara Savaşı sonunda Timurleng’e esir düşmesi ve daha sonrada vefat etmesi sebebiyle camiyi bitirmek (1410) oğlu Musa Çelebi’ye nasip olmuştur. Caminin vakfiyesi Fatih Sultan Mehmed Han zamanında tertip olunmuştur.
Kanuni Sultan Süleyman Han 1 Temmuz 1522'de Rodos Seferi'ne giderken Kütahya’da ordusu ile birlikte üç gün kalmış ve Mimar Sinan’a bu güzel camiyi tamir etmesini emretmiştir. 1 Temmuz 1534'de de yine Kanuni Irak Seferi'ne çıktığında dört gün burada kalmış ve namazlarını bu camide kılmıştır. II. Selim şehzadeliğinde Kütahya Valisi iken (1558 – 1566) babasının vefatını öğrendiğinde 27 Eylül 1566'da Cuma Hutbesi'ni kendi adına okumasını hatibe emretmiş ve böylece padişahlığını bu cami’de ilan etmiş ve cuma namazından sonra İstanbul’a hareket ederek tahta oturmuştur.
Evliya Çelebi 1672'de cami’nin 180x90 ayak olduğunu iki yan ve bir kıble kapısının bulunduğunu, 57 çam direkli ahşap çatılı iki tarafında mihraba kadar fevkani sofa bulunduğunu ve 64 demir parmaklıklı penceresi ve tek kubbesi olduğunu yazar ve fevkani kısmıyla beraber iki bin cemaat aldığını, üzerinin kurşun örtülü serapa kargir olduğunu da söyler (1611). 1805 senesinde Kütahya naibi Şehzade Mustafa Efendi’ye verilen dilekçe ile namaz kılınamayacak derecede harap olan cami, mütevelli ve halkın gayretiyle tamir edilmiştir. Bu tamirde caminin tavanı beşik örtüsü denen tarzda yapılmıştır. 1889 senesinde Kütahya Mutasarrıfı Veysel Paşa zamanında eski yapı temellere kadar yıktırılmış ve caminin bugünkü kubbeli ve mermer direkli olan yapımı başlatılmıştır. Camideki mermer sütun ve plakalar Çavdarhisar (Aizanoi)harabelerinden getirilmiş olup ustaları da yerli Rumlar'dan “İlya ve Yorgi” dir. Cami duvarlarındaki yazılar Hattat Tekirdağlı zade Halil Kütahyavi'nindir. Cami tamamlandığında Mutasarrıf Ahmed Fuad Paşa iç tezyinat ve tefrişi ile aydınlatma araçlarını temin etmiştir. Ahşap minberi hiç çivi kullanılmadan yapılmış çok güzel bir eserdir. Camide eskiden bulunan iki adet saat Kütahyalı meşhur neyzen Saatçi Mustafa Efendi tarafından yapılmıştır. Revağın sağ bölmesinde yerden birkaç basamakla çıkılan ve sonradan bölünen Vahid Paşa Kütüphanesi vardır.
Kütahya Arkeoloji Müzesi

Kesme taştan inşa edilen yapının portalı Selçuklu sanatının özelliklerini gösterir. Kapıları kubbeli orta mekana açılan, dokuz küçük odası vardır.
Müzede Geç Miyosen dönemden itibaren Paleolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait kültür ve sanat varlıkları sergilenmektedir.
Kütahya Çini Müzesi
İl Merkezinde,
Paşamsultan Mahallesi Ulu Camii yanında yer alan müze, Türkiye'deki ilk ve tek
çini müzesidir.
Germiyan Beyi II.
Yakup Çelebi (1387 -1429) tarafından 1411 yılında yaptırılan imaret,
medrese, mescit, kütüphane ve hamamdan oluşan külliyenin imaret ve türbe
bölümü, Kültür ve Turizm Bakanlığınca çini müzesi olarak restore
edilip, 1999 yılında ziyarete açılmıştır.
Kubbeli ve şadırvan orta mekâna, üç yönde kubbeli
eyvan ile iki oda açılmaktadır. Türbe bölümünde II. Yakup Bey’in çinili
sandukası bulunmaktadır. Yıkılan Medresenin vakıf kitabesi, müzenin giriş
kapısının solunda yer alır.
![]() |
Atatürk'ün Yüzünde Gençliğe Hitabesi Yazılı |
Müzedeki vitrinlerde, 14.y.y.’dan günümüze
kadar Kütahya ve İznik'te üretilen çini mimari elemanlar, çini kitabeler, çini
vazo, tabak, pano ve çiniden yapılma ev gereçleri kronolojik bir sırayla
sergilenmektedir. Müzenin girişinde, son Germiyan beyi II. Yakup Çelebi'ye ait
Osmanlı Türkçesiyle yazılmış dünyanın en büyük ikinci taş kitabesi ve kendisinin çiniden yapılmış mezarı bulunmaktadır.
![]() |
Yakup Çelebi'nin Mezarı |
Müzede ayrıca çini üretiminin tüm aşamaları detaylı bir şekilde duvarlardaki tablolarla anlatılmaktadır. Her yaştan insan için ilgi çekici ve eğiticidir.
Kütahya Kalesi
Bizans imparatorları şehre hakim yüksek ve sarp bir tepe üzerine şato yaptırarak buraları burçlarla tahkim etmişler ve şatoyu iki kat sur içerisine almışlardır.
Kütahya Kalesi, mavi ve kırmızımsı bir yalçın kaya üzerinde beşgen şekilli, sağlam ve süslü bir yapıdır. Bir tepe üzerinde yüzük gibi duran bir kaledir. Kalenin etrafı yaklaşık üç bin metredir. Dört tarafı yalçın kaya ile çevrilidir, etrafında hendeği yoktur fakat kale surlarının altı uçurumdur. Kalenin kuzey doğusunda Germiyan eseri olan Kale-i Bala Camii, ve bir de çeşme bulunur.
![]() |
Tarihi Kütahya Konağı'ndan Kalenin Görünümü |
Kütahya kalesinden tüm Kütahya bölgesi net olarak kuşbakışı görülebilmektedir.
Tarihi Kütahya Konakları



Aizonai Antik Kenti
Aizonai Antik Kenti, Kütahya'ya 57 km uzaklıktaki Çavdarhisar ilçe merkezindedir. Aizonai, antik Frigya'ya bağlı olarak yaşayan Aizanitis'lerin ana yerleşmeleriydi.
Kentin yüksek platosu üzerinde bulunan Zeus tapınağının çevresinde yapılan kazılarda, M.Ö.3.Bin yıllarnda kalma yerleşme tabakaları bulunmuştur. Hellenistik dönemde bu bölge değişimli olarak Bergama ve Bithynia krallıklarına bağlı iken M.Ö.133 yılında Roma egemenliğine girmiştir.
MÖ 2-1. yüzyıldan itibaren Aizonai'nin ilk sikkeleri bilinmektedir. Kesin kentleşme bulgularına 1.yy sonlarına doğru rastlanmaktadır. Erken Bizans döneminde piskoposluk merkezi iken, 7.yydan itibaren önemini yitirmiştir. Tapınak düzlüğü ortaçağda bir hisara dönüştürülmüştür. Selçuklu beyliği döneminde Çavdar Tatarları tarafından üs olarak kullanılmıştır.(13. yy) Bu yüzden buraya "Çavdarhisar" adı verilmiştir.
Antik kentte zamanında 80.000 civarında insanın yaşadığı tahmin edilmektedir.
Yapılar arasında Anadolu'nun ve Dünyanın en iyi korunagelmiş Zeus tapınağı bulunmaktadır. 15.000 kişilik kapasiteli yamaca kurulmuş tiyatrosu ve ona bitişik 13.500 kişilik stadyum kompleksi ile bilinen başka bir örneği yoktur. Dünyanın ilk borsa binası yuvarlak şekilli olup dış cephe taşlarına İmparator Diocletian'ın 301 yılında enflasyonla mücadele için yaptığı ücret tespitlerinin bir kopyası yazdırılmıştır. Bu yazıtta İmparatorluk pazarlarında satılan tüm malların satış ücretleri yazmaktadır.
Ayrıca, 450 mt uzunluğunda sütunlu bir cadde, Kocaçay üzerinde ikisi ayakta beş köprü, Meter Steunene kutsal alanı, Nekropoller, Kocaçay üzerinde antik bir bent, suyolları, kapı yapıları bulunmaktadır. Aizonaik Antik Kenti Efes, Bergama, Side gibi kentlerle çağdaştır.
B. GEZİNTİ NOKTALARI
Kütahya Tarihi Çarşı


C. LEZZET NOKTALARI
Döner Cafe & Restoran

Belediyeye ait olan Döner Restoran, Kütahya kalesinin içerisinde panoramik manzarası ile hizmet vermektedir. Oldukça ekonomik fiyatlarla kaliteli yerel yemek ve tatlıları bulabileceğiniz restoran, müşterilerini oldukça sıcak ağırlamaktadır.
Helvacı Sabri
Samanpazarı'ndaki Helvacı Sabri'den envai çeşit helvadan tatmadan ve özellikle susamlı helvadan almadan Kütahya'dan ayrılmayın. Susamlı helva özellikle yaz aylarında hafif ve kıvamlı bir lezzet sunmaktadır.